Çarpıtılmış Gerçeklikler ve Zerdüştlük
Yeryüzünde var olan tüm dinler insanların iyiliği için var
olmuştur. Asıl çıkış amaçlarının temeli mutluluk, iyilik, doğruluk gibi insani
değerleri ön planda tutan ilkeler üzerindedir. Zerdüştlük inancının da temeli
iyilik üzerindedir. İyi davranış, iyi düşünce, iyi eylem… Çoğu inançta olduğu gibi bu inanç da değişikliğe uğramış ve kendi öz
değerlerinden koparılmıştır. Sonrasında ve günümüzde ise tamamen
çarpıtılmaktadır. Ateşe tapmak, Şeytana tapmak, Güneşe tapmak gibi çarpıtılmış
bakış açılarıyla bu inanç kirletilmeye çalışılıyor.
Zerdüştilikte ateşe tapmak gibi bir durum söz konusu
değildir. Ateş sadece kutsaldır ve ondan kral diye söz edilmektedir. Nasıl ki
yere düşmüş bir ekmeği kaldırıp, öpüp, alnına koyduktan sonra yüksek-temiz bir
konuma bırakan bir müslümandan ‘’Bakın bu ekmeğe tapıyor’’ diyemiyorsak, ya da Hiristiyanlık’ta ,; Meryem’e, şaraba,
eşitliğe tapınmıyorsa, Zerdüştilikte de
ateşe tapınmıyor. Sadece benimsenen değerlere kutsanmışlık vardır. Ki bu sadece
Zerdüştlüğe özgü de bir şey değildir. Günümüzde bile namus, onur gibi kavramlar
kutsallaşmış ve biz bunlara tapmıyoruz. Ve Zerdüştilikte kutsanan sadece ateş
de değildir. Kılıç, topuz da kutsal sayılır ve toplantı salonlarının
duvarlarına asılırlar.
‘’Peki ateşe tapınanlar hiç mi yok?’’ Gerçeklikler asla inkar edilemez zaten. Gerçeklikler tüm çıplaklığıyla da konuşulur,
yazılır, çizilir. Evet, ateşe tapınan Zerdüştler de var. Zerdüştlük inancı ne
sadece bir birey tarafından kabul edildi ne de dünyadaki bütün kavimler
tarafından.. Zerdüştlük inancını benimsemiş olan birkaç topluluk ateşe aşırı
kutsallık atfettikten sonra ateşi nerdeyse ilahlaştırmışlardır. Ve Zerdüştlüğün
öz temellerinden ayrı kalmışlardır. Ki bunlar da Müslümanların kutsal kitabı
Kuran’da ‘’mecusiler’’ olarak geçmektedir.
Ya da ateşe tapan Zerdüştler de diyebiliriz. Ya da Zerdüştlük inancında
değişimler yaratıp ‘’kendi Zerdüştlüğünü yaşayanlar’’ da … Tıpkı Hristiyanlık’ta katolok ile Protestanların ya da İslam’da Şii, Hanefi, Şafi gibi
toplulukların kısmen de olsa yaşayış tarzlarında ve düşünsel yorumlarında
farklılıklar oluşturduysa Zerdüştlükte de durum böyledir. Tabi Mecusiler bir
mezheptir filan demiyorum ama Zerdüştlük özünü ve gerçekliğini farklı
yorumlayan toplulukturlar.
‘’Zerdüştilikte-Ezidilikte Şeytana tapmak var mıdır? ‘’ Bunu açıklamadan önce Zerdüştlük dinini resmi
inancı yapmış olan Med-Pers krallığı ile İskender arasında yapılan savaşın
kısmi detaylarına inmek gerek İskender
Med krallığını fethettikten sonra burada Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan
Avesta’yı da yakar-zarar verir. Ceylan derisi üzerine yazılan gathaların bir
bölümü kurtarılır (Günümüzdeki Avesta).
İskender’in fethinden dolayı bazı Zerdüşt toplulukları İran’ın doğusuna
yerleşir. Fakat İskender fethini daha da yaymaya çalışır. Bunun üzerine
buradaki Zerdüşt toplulukları Şengal’e göç ederler(Günümüzdeki Ezidiler’i
oluştururlar).
Ezidilik inancında Xweda(yaratıcı) Dünyayı yaratmak için Meleke Tawus’u (şeytan diye bilinen Melek) yanına çağırır ve ona dünyayı yaratma emri
verir. Meleke Tawus da Allah’tan dört
melek ve dört cin ister. Allah da istediğini ona verir. Meleke Tawus,
Allah’ın verdiği emirle dünyayı, suyu, ateşi, toprağı, doğayı
yaratır. Allah da Meleke Tawus’a yarattığı bu doğaya tabi olmasını ister.
Meleke Tawus ise; ‘’Bu kainatın ve her şeyin yaratıcısı sensin. En yüce olan da
sensin. Ben sadece sana tabi olurum.’’ der. İşte Ezidilik inancına göre Meleke Tawus bunu
söylerken aslında Allaha karşı çok itaatkardır. Ve Meleke Tawusun daha da büyük
bir melek olduğunu kabul ederler. Allah’ı
inkar söz konusu değildir. Şeytana tapmak da söz konusu değildir. Allaha
da, Meleke Tawusa da sonsuz bir bağlılık vardır. Ki konuşmalarına bile baktığımızda
iki cümlelerinin birinde mutlaka xweda, xwede (Allah) vardır.
T.C Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan da gittiği çoğu
ortamlarda Kürtlerin en eski dini olan Zerdüştlüğe hakaret etmekte ve onu çarpıtmakta,
Ünlü cicişler uzmanı Adnan Oktar da uydurmuşlukta sınır
tanımamakta. İnsanlar kendi yanlışlarını örtmek için başkalarında
kusur ararlar. Kendi ruhunu kirlilikten arındıramayanlar Zerdüştlüğü kirletmeye
çalışıyorlar. Oysa Zerdüşt; ‘’kirletmeyin!’’ der. İyi söz,
iyi düşünce, iyi eylem…
Ateşin sıcaklığının içimizi aydınlatması, ruhumuzu
ferahlatması dileğiyle. İyilikler
bizim, daha büyük iyilikler tüm insanlığın olsun!