Kuantum Fiziği ve Felsefe
İnsanoğlunun hayattan asıl beklentisi, mutlu olmaktır. Herhangi
bir beklentisi olmayan eksik bir gurup ve yaşamda sadece güç sahibi olmak
isteyenler dışında hepimiz mutluluk düşleriz.

Sanki bu cihana gelişimizin nedeni mutsuz bir birey
olmaktır, kaderimiz buna engeldir, mutsuzluk bize miras kalmıştır vs.
gerekçeler kurarız. Aristo bile ‘’insanlığın temel hedefinin mutluluğa
ulaşmak olduğunu’’ söylemiştir.
Bütün o şan,ün, para , iyi ve güzel bir eş ve çocuklar
isteği hep sonunda mutlu olma gayesine
çıkar. Mutluluk istemek etik açıdan, saklanılması gereken bir duygu değildir.
İnsanoğlu başından beri, mutluluğun tabiatı, mutluluğun ne
olduğu konusunda düşünmüştür. Dinlerin ve felsefenin insanın mutluluğu
arayışında faydası vardır. Gerçi her ne kadar felsefenin ‘’bireysel mutlulukla ilgilenmediği’’ iddiası
olsa da insanlığın mutluluğu aramasında yer edinmişti
r.
Peki, kuantum fiziğinin-bilim dalının ‘’benim şahsi
mutluluğuma nasıl katkısı olur?’’ diye sorabiliriz. Fakat ünlü bir yazarın ‘’bir
kitap okudum yaşamım değişti’’ ifadesinde olduğu gibi, bu konu ile alakalı
yazılar okumaya başlayıp, konuyla ilgili belgesel izlemeye başlayınca, kuantum
fiziğinin insanlık tarihinin başından beri süregelmiş ilahiyat ve felsefe
tarihinin doğruları ile harmanlandığında, göreceli olarak ışık tutan
uygulamaların ortaya konmasına yol gösterebilecek bir araç olabileceğini güçlü
bir şekilde hissediyorsunuz.
Hiç yorum yok