Rönesans Dönemi İngiliz Edebiyatı
İngilizcenin
yazı diline dönüşmesinde büyük katkıları olan ve Canterbury Hikâyeleri adlı
eseri bulunan Chaucer (1340-1400)
İngiliz edebiyatında Rönesansa zemin hazırlayan yazarlardan birisidir.
"Elizabeth
Dönemi "adı verilen XVI. yüzyılda tiyatro ve şiir türlerinde önemli
eserler ortaya konmuştur.
Rönesans dönemi İngiliz edebiyatının en önemli tiyatro yazarı
Shakespeare (1564-1616)'dir. Shakespeare
dram ve komedya türlerinde hem nazım, hem düzyazı, hem de her ikisini birlikte kullanarak başarılı oyunlar yazmıştır.
Oyunlarının tamamı beşer perdeden oluşur. Kin, aşk, dostluk, yükselme, öç alma gibi hemen hemen
tüm insanî boyutları
derinlemesine irdelemiştir. Başlıca dramları arasında Romeo ve Juliet, Hamlet,
Macbeth, Othello, Kral Lear; en önemli komedyaları arasında da Venedik Taciri, Yanlışlıklar Komedyası sayılabilir.
Marlowe (1564-1593)
ve Ben Jonson (1573-1637) da dönemin önemli tiyatro yazarları
arasında
yer alırlar. İlk büyük İngiliz şairi olan Edmund
Spenser (1552-1599) ise pastoral türde yazdığı şiirlerini
Çoban Takvimi, alegorik bir destanını da Peri
Kraliçesi adlı eserlerinde topladı.
Tasvir
ve ruh çözümlemelerinde başarılı olan ve üslûba önem veren dönemin son büyük şairi
John Milton (1608-1674)'un en önemli eseri Kaybolmuş Cennet adlı
konusunu Tevrat'tan aldığı dinî destanıdır. Montaigne
gibi deneme türünde başarılı ürünler veren
Bacon (1561-1626)'un
en önemli eseri ise Denemeler'dir. HAMLET'ten Perde
I, Sahne II
HAMLET
Ah bu katı, kaskatı beden bir dağılsa,
Eriyip gitse bir çiy tanesinde sabahın!
Ya da Tanrı yasak etmemiş olsa
Kendi kendini öldürmesini insanın!
Tanrım! Ulu Tanrım! Ne bulantıcı, ne berbat,
Ne
tatsız, ne boş geliyor bu dünya bana!
Ah ne iğrenç, ne iğrenç! Bakımsız bir bahçe ki
Azgın bitkileri tohuma kaçmış,
Pis, kaba ne varsa tabiatta sarmış içini.
Bu muydu olacak iki ay sonra ölümünden?
O kadar bile değil, iki ay bile olmadı.
O yüce kralı bir düşün, bir de buna bak!
Biri güneş tanrısı, öteki bir orman şeytanı!
Nasıl da severdi annemi?
Esen yellerden sakınırdı yüzünü.
Yerler, gökler; unutsam olmaz mı bunları?
O da nasıl düşlerdi babamın üstüne?
Sevgiyle beslendikçe artar gibiydi sevgisi.
Öyleyken bir ay içinde... Düşünmesem daha iyi.
Kadın zaaf demekmiş meğer! Kısacık bir ay...
Daha eskimedi o gün giydiği pabuçlar
Babamın tabutu ardında yürürken,
Niobe gibi, iki gözü iki çeşme...
Nasıl olur, o kadın, evet aynı kadın
(Tanrım, beyinsiz bir hayvan bile
Daha fazla acı çekerdi) amcamla evleniyor;
Babamın kardeşiyle; öyle de bir kardeş ki
Ben Herakles'e ne kadar benzemezsem
O da o kadar benzemiyor babama.
Bir ay içinde... Yalancı göz yaşlarının tuzu
Daha yakarken kızarmış gözlerini
Evleniyor bu adamla. Ne kıyasıya bir acele bu!
Ne azgın bir atılış haram döşeğine!
İyi değil, iyilik de çıkamaz bundan.
Ama boğ kendini, yüreğim; dilimi tutmak gerek!
Horatio, Marcellus, Bernardo
girerler.
HORATIO
Selâm, efendimize!
HAMLET
Hoş geldiniz... Aman, Horatio, sen misin?
Aldanıyor muyum yoksa?
HORATIO
Ta
kendisi, efendimiz, her zamanki kulunuz.
HAMLET
Hayır dostun. Dost diyelim birbirimize.
Wittenberg'ten hangi rüzgâr attı seni buraya,
Marcellus?
HAMLET
Çok sevindim gördüğüme, (Bernardo'ya) Hoş geldiniz.
Peki ama, ne diye ayrıldınız Wittenberg'ten?
HORATIO
Serseriliğimizden, sevgili efendimiz.
HAMLET
Düşmanınıza söyletmem bunu sizin için,
Kendiniz için söylemenize de
Razı olmuyor kulaklarım.
Hiç de serseri olmadığınızı bilirim.
Ama Elsinore'da ne arıyorsunuz?
Gitmeden susuz içmesini öğretmeliyim size.
HORATIO
Babanızın cenazesine gelmiştim, efendiniz.
HAMLET
Haydi, alay etme arkadaş benimle;
Annemin düğününe gelmişsindir.
HORATIO
Doğrusu biraz çabuk oldu bu düğün.
HAMLET
Ekonomi, Horatio, ekonomi!
Cenaze sofrasında sıcak yenen yemekler
Düğün sofrasında soğuk verildi.
Öyle bir günü görmektense, Horatio,
En büyük düşmanımı cennette görmeye razıydım.
Babam, babamı görür gibi oluyorum!
W.
SHAKESPEARE
Klâsik Dönem İngiliz Edebiyatı
Klâsisizm
akımı İngiltere'de çok kısa sürmüştür. Bu akımın İngiliz edebiyatında iki önemli
temsilcisi vardır: Şiir ve oyunlarıyla Drydon
(1631-1700) ve şiirleriyle Pope (1688-1744).
Romantik Dönem İngiliz Edebiyatı
İngiltere'nin
kuzeybatısında yer alan göller bölgesinde bir süre yaşamış olan ve bundan dolayı
kendilerine "Gölcüler" denilen Wordsworth
(1770-1850), Coleridge (1772-1834)
gibi sanatçılar, ayrıca Lord Byron (1788-1824), Shelley
(1792-1822) ve Keats (1795-1821) gibi şairler bu akımın başlıca
temsilcileri arasında yer alırlar.
20. Yüzyıl İngiliz Edebiyatı
20. yüzyılda İngiliz edebiyatı en çok roman türünde başarılı
ürünler vermiştir. J. Conrad (1857-1941)
macera ve deniz romanları yazmıştır. İrlandalı romancı James Joyce (1882-1941)
ise klâsik roman kurallarını bir tarafa bırakarak, modern roman tarzının örneklerini vermiştir. Kronolojik
zaman akışını değil, insanın bilinçaltının
belirlediği zaman sistemini esas almıştır.
İnsanın iç dünyasını kendi mantıkî gerçekliği içinde olduğu gibi sunmaya çalışır. Bir olaydan başka
bir olaya, bir zamandan başka bir zamana atlar, kalemini çağrışımların emrine verir,
bazen dilin gramatikal
sistemini bozar, başka dillerden alıntılar yapar, kahramanların iç konuşmalarına geniş yer verir. Onun romanları alışılmış
klâsik roman kurgusuna uymaz. Dublinler (1914) adlı
eserinde on beş hikâye yer almaktadır. Üçü çocukluk, dördü genlik, dördü orta yaşlılık, dördü de
sosyal hayatla ilgilidir. Kitap, bütün bir roman olarak da okunabilir. Diğer önemli eseri
ise Ulysses (1922) adlı romanıdır. O bu romanında Dublin özelinde çağdaş
dünyanın bir destanını verirken, asıl olarak modern bireyin zihinsel hayatını tüm yoğunluğu ve
düşünce karmaşıklığı ile sunmaktadır. Eserleri genellikle Dublin kenti etrafında yoğunlaşır.
V. Woolf (1882-1941)
önemli bir İngiliz kadın roman yazarıdır. O da James Joyce gibi bilinç akımı tekniğine başvurmuştur.
"Acı" ve "yalnızlık", "kadın sorunları" temalarına ağırlık vermiştir. Romanlarında insan
zihninin herhangi bir günde algıladığı şeyleri aktarmaya çalışır. Eserlerinin başlıcaları Jacob'ın Odası (1922),
Perde Arkası (1941), Mrs.
Dalloway, Orlando, Dalgalar, Yıllar'dır.